“Yolunuz düşerse” demeyeceğim çünkü kesin bir dille ifade etmeliyim ki Kore, bir fotoğrafçının yolu düşerse değil, özellikle gidip fotoğraflaması gereken önemli ülkelerden birisi.

Dürüstçe söylemeliyim Kore gezisi sırasında sosyal medyadan yaptığım paylaşımlara gelen reaksiyonların büyüklüğü karşısında çok ama çok şaşırdım. Evet, Kore kültürüne bir ilgi olduğunu ve bu ilgi çerçevesinde insanların Kore müzikleri dinleyip, Kore dizileri seyrettiklerini biliyordum ama hemen her paylaşımıma yapılan yorumlar, bana bu ilginin boyutundan yeterince haberdar olmadığımı gösterdi.

Yazı ve Fotoğraflar: Adem MELEKE

Paylaşımlarıma gösterilen ilgi, Kore Turizm Ofisi’nin davetlisi olarak gittiğim bir haftalık Kore gezisinde daha dikkatli olmamı sağladı. Fotoğraf cenneti diyebileceğim Kore’nin rengarenk güzellikleri, kendilerinin “dünyanın en sağlıklı mutfağı” dedikleri mutfaklarının özel lezzetleri, insanların zarafeti ve nezaketi, geçirdiğim bir haftayı çok özel kıldı. Ben de elimden geldiğince bu çok özel ülkeyi aynı lezzette, aynı zarafetle fotoğraflamaya çalıştım.

“Yolunuz düşerse” demeyeceğim çünkü kesin bir dille ifade etmeliyim ki Kore, bir fotoğrafçının yolu düşerse değil, özellikle gidip fotoğraflaması gereken önemli ülkelerden birisi. Bu dosyada olabildiğince çok fotoğrafa yer vermek istediğimden yazılı bilgi kısmını ana başlıklarla kısa tutacağım. Haydi buyurun fotoğraf cenneti Kore’de bir haftanın özetine…

Geleneksel Kıyafet Hanbook

1395 yılında inşa edilmiş olan Gyeongbokgung Sarayı, Seul’daki en büyük saray. Sarayın bahçesinde her gün düzenlenen geleneksel geçit törenine katılarak yüzlerce yıllık Kore geleneğini yaşayabiliyorsunuz. Dünyada pek çok sarayda görebileceğiniz törenlerden farklı olarak siz de bu törenin bir parçasısınız çünkü saraya, Kore’nin geleneksel kıyafetlerinden birini, yani “Hanbok” seçip giyerek gidiyorsunuz.

DMZ (Askerden Arındırılmış Bölge)

Kore ile ülkemiz arasında önemli bir dostluğa neden olan Kore Savaşı sonrası tamamen kapanan Güney Kore - Kuzey Kore sınırına giderek, tüm dünyaya kapalı olan Kuzey Kore’yi uzaktan da olsa çıplak gözle görmek, bu yüzyılın önemli sosyopolitik deneyimlerinden birisi. Kuzey Kore’nin tüm dünyaya kapalı olması derken neyi mi kastediyorum? Ülkede internet kullanmak, Kim Il-Sung'un ölüm yıldönümü olan 8 Temmuz'da gülümsemek, kendi kanalları dışında TV kanalı izlemek, otomobil kullanmak (kadınlara), ülke dışına seyahat etmek, kot pantolon giyinmek, uluslararası telefon görüşmesi yapmak, meslek seçmek, saçını istediğin gibi şekillendirmek ve boyatmak, Windows ve Mac kullanmak yasak…

İkseon – Dong ve Bukchon Hanok Village

Geleneksel Kore evlerinin bulunduğu bu iki bölgede sadece Kore evlerinin zarafeti ve güzelliğine değil, dünyada başka hiçbir yerde şahit olamayacağınız bir güzelliğe şahit oldum. Sokaklarda konuşurken tüm insanların sadece fısıldadığı bu yerde, köşe başlarında size sessiz olmanız gerektiğini hatırlatan insanlar var. Evlerin aralarında bulunan geleneksel çay mekanları ise hem birer lezzet durağı hem de görsel bir şölen.

İkseon – Dong ve Bukchon Hanok Village

Geleneksel Kore evlerinin bulunduğu bu iki bölgede sadece Kore evlerinin zarafeti ve güzelliğine değil, dünyada başka hiçbir yerde şahit olamayacağınız bir güzelliğe şahit oldum. Sokaklarda konuşurken tüm insanların sadece fısıldadığı bu yerde, köşe başlarında size sessiz olmanız gerektiğini hatırlatan insanlar var. Evlerin aralarında bulunan geleneksel çay mekanları ise hem birer lezzet durağı hem de görsel bir şölen.

Dae Jang Geum Park

Amerika’daki Universal Studios’a gidenleriniz bilir, gitmeyenler de mutlaka duymuştur. Hollywood’un önemli film platoları burada bulunur ve gezebilirsiniz. En ünlü Kore dizilerinin çekildiği mekânlar da Dae Jang Geum Park’ta bulunuyor. Ama önemli bir farkla… İnsan eliyle yapılmış tarihi dokunun yanında eşsiz bir doğal parkı geziyor olmak büyük keyif ve ayrıcalık. Üstelik o ünlü Kore dizilerinin çekildiği evler ve sokaklar, Seul’un dört bir tarafında ziyarete açık.

 

Nami Adası ve The Garden Of Morning Calm

Yüzölçümüne göre oldukça kalabalık bir nüfusa sahip olan Güney Kore’de en şaşırdığım şeylerden birisi de parkların çokluğu ve büyüklüğü oldu. The Garden of Morning Calm Parkı da kısa bir feribot seyahati ile gidebileceğiniz Nami Adası da sanki ömrünüzün sonuna kadar huzur içinde bir bankta oturabilirsiniz hissi veriyor. Rengârenk dokusunun görsel güzelliğine eşlik eden harika kokularla bir park gezmenin yanında, ruhunuza terapi gibi gelen güzellikleri duyumsayabiliyorsunuz. Fotoğraf kısmına gelince, değil saatler, günlerce fotoğraf çekseniz doyamayacağınız devasa bir doğal set içerisinde gibiydim.

Jeju Adası

Seul’den yaklaşık bir saatlik uçuşla gittiğimiz Jeju Adası, bir doğa harikası olmasının yanında, çay müzesi, festivalleri, volkanik kayalardan oluşan sahil dokusu, tapınakları ve 80 yaşın üzerindeki kadınların su altına dalarak avlanma merasimlerini sergiledikleri etkinlikleriyle tam bir cazibe merkezi!

Çok zengin yemek kültürü ve sokak lezzetleri olan Kore’de gezmek çok özel bir keyif. Sadece bir haftalık deneyimi bile sekiz sayfaya sığdırmak emin olun imkânsız. Mesela, meşhur Squid Game dizisinin oyunlarını oynadığımızdan, o ünlü Kore kliplerinin setlerini deneyimlediğimiz merkezden bahsedemedim bile. Anlayacağınız bütün dergiyi Kore fotoğrafları ve deneyimleri ile doldurabilirdim. Gelin görün ki şimdilik bu kadar! Umarım en kısa sürede Kore’ye tekrar gidip yine bol bol fotoğraf çekerim. Hatta kim bilir belki bir Kore dalgası sergisinde buluşuruz. Neden olmasın?

 

 

Etiketler: kültür, fotoğ gezileri

Yazdır e-Posta