Küreselleşen Dünyanın En Kapalı Ülkesi Kuzey Kore
Türkiye’den Kuzey Kore’ye gidebilmek için iki alternatif var: Rusya veya Çin aktarmalı uçaklar.
Bir grup fotoğrafçı arkadaşla 9 Nisan 2018’de Pekin’e THY ile direkt uçtuk. 9 saat uçuş, 5 saat ileri zaman ayarıyla akşam Pekin’deydik. İki gün sonra Koryo Airlines’e ait bakımlı bir Rus uçağı ile oradan Kuzey Kore’nin başkenti Pyongyang’a uçtuk. Uçağın ekranlarında sürekli Kızıl Ordu Korosu’nun marşları çalıyordu. Çin ve Güney Kore ile yarım saatlik bir saat farkı var ama bunu kaldıracaklarını da açıkladılar. Uçaktan indiğimizde telefonlarımız çalışmadığı için bir mesaj da almadık. Bir hafta boyunca sosyal medya kapalıydı bize. Büyükçe bir Pekin Havalimanı’ndan sonra geldiğimiz Pyongyang Havalimanı küçük ama yeni ve bakımlıydı. Hızla küreselleşen dünyanın son değişmeyen ve en kapalı ülkesine seyahatimiz bu duygularla başlamıştı.
Yazı ve Fotoğraflar: Tanin HELVACI
Bugün iki parçalı bir yönetime sahip olan Kore, M.Ö. 13. yüzyıla tarihlenen bir kültüre sahip. 7. yüzyılda Çin etkisinden kurtulduktan sonra 3 hanedanlık birleşerek Koryo Krallığı’nı kurdu. 1392’de kurulan 2. Koryo Krallığı, 20. yüzyılda Japon işgaline uğradı. 19. yüzyılın sonlarında emperyalistlerin işgaline uğrayan, bağımsızlığını uzun yıllar kaybeden ülkede Kim Ailesi antiemperyalist mücadelenin lokomotifi oldu. Bu dönemde Kore halkı, verdiği antiemperyalist mücadeleler sonunda Fransız, Amerikan ve Japon işgalcilerini ülkeden kovdu. 20. yüzyılın başlarında yeniden Japon emperyalist gücünün işgaline uğrayan ülkede ilk örgütlü hareket, Kim İl Sung’un babası Kim Hyong Jik tarafından oluşturuldu. Kim Hyong Jik, 1917’de Pyongyang’da Kore Ulusal Birlik adlı direniş örgütünü kuran isim. 1926’da ölünce mücadeleyi henüz on beş yaşındaki oğlu Kim İl Sung üstlendi.
Kore’nin Tarihçesi
Rusya’da Lenin öncülüğünde gerçekleşen Ekim 1917 devrimi, Kore antiemperyalist direniş hareketini de derinden etkiledi. Antiemperyalist, anti feodal, sosyalist kimlikli mücadele, Kim İl Sung’un önderliğinde birleşti. Mücadele Kore Devrimci Ordusu, Anti-Japon Halk Gerilla Ordusu, Komünist Gençlik Birliği, Anavatanın Restorasyonu Birliği adlı direniş cepheleriyle hızla yükseldi. 2. Dünya Savaşı sonunda Japonya’nın yenilmesiyle Kore’de son bulan işgal sürecinde bir buçuk milyon Koreli hayatını kaybetti. Bu dönem, ülkenin bütün kaynaklarının tüketildiği, içinde altın olabilir varsayımıyla antik kral mezarlarının bile havaya uçurulduğu ekonomik ve kültürel bir yıkımı ifade ediyor. 60 bin Koreli kadının sadece Japon ordusunun cinsel ihtiyaçları için alıkonulması, bu dönem yaşanan emperyalist vahşetin sadece bir yüzü. Alman ve Japon faşizminin yenilgisiyle biten 2. Dünya Savaşı sonrası imzalanan Yalta Anlaşmasıyla ülkenin kuzeyi SSCB’nin, güneyi ABD’nin kontrolüne geçti. Bu kez ülke ikiye bölünmüş bir halde SSCB, ABD ve Çin gibi büyük güçlerin hakimiyet-denge oyunlarına sahne oldu.
Mao’nun Müdahalesi Savaşı Dengeledi
2. Dünya Savaşı sonrasına dönersek; 1945’te Kuzey Kore Komünist Partisi Merkezi Organizasyon Komitesi kuruldu, 1946’da Kuzey Kore Komünist Partisi, Yeni Demokratik Parti ile birleşerek Kuzey Kore İşçi Partisi’ni oluşturdu. 1949 yılında Kuzey ve Güney Kore İşçi Partileri birleşerek tüm Kore halkına hitap eden Kore İşçi Partisi’ni kurdular. Kuzeydekiler ülkeyi kendilerinin temsil ettiğini ve ülkenin güneyinin ABD işgali altında olduğunu ileri sürüyordu. Güney tarafının bir müdahalesi bahane edilerek, tüm Kore’nin birleştirilmesi amaçlanarak, Kuzey Güney’e müdahale etti. Böylece Kore Savaşı patlak verdi. Savaşın başlangıcında Kuzey Kore’nin üstünlüğü ortaya çıkınca ABD ve Türkiye’nin içinde bulunduğu BM güçleri Güney’in yardımına koştu. Savaşta denge Kuzey aleyhine bozulunca, tüm Kore’nin ABD güdümüne gireceğinden endişe eden Çin lideri Mao, Tiananmen Meydanı’nda bir miting düzenleyerek Kore Savaşı’na resmen dahil olmayacağını ama Kore’ye gidecek Çinli gönüllülere silah dağıtacağını ilan etti. Binlerce Çinli’nin Kore’ye girmesiyle birlikte savaştaki denge yeniden sağlandı. 27 Temmuz 1953’te taraflar arasında ilan edilen ateşkes sonucu iki ülkenin bugünkü sınırları 36. Enlem olarak belirlendi.
İki Ülke Kağıt Üstünde Hala Savaş Halinde
Ateşkes sonrası resmi bir anlaşmanın imzalanmamış olması nedeniyle 65 yıldır hala iki ülke savaşta görünüyor. Kuzey Kore 1953’ten itibaren çok büyük yaptırımlara uğramış, dünyaya kapanmış durumda. 1994’te Kim İl Sung’un ölümünden sonra yerine geçen oğlu Kim Jon- İl ülkeyi daha da kapalı bir hale getirmiş oldu. Sovyetlerin dağılmasıyla beraber dış dünyanın uyguladığı ambargolar nedeniyle ülkede açlık baş gösterdi. 1953 yılından itibaren ambargo ile yaşayan Kuzey Kore, madenlerini çok ucuz fiyatlarla Çin’e satarak ve bu ülkeyle ticaretini sürdürerek varlığını sürdürdü. Şimdi ise artan nüfus ve azalan madenlerden dolayı, yeni çözüm yollarını aramak zorundalar. Şimdiki Kuzey Kore Başkanı torun Kim Jong - Un ise 2011’den itibaren ülkeyi dışa açmayı, güney ile birleşmeyi düşünüyor. Turizm bu bakımdan önemli bir gelir kaynağı ve yeni tatil yerleri açmaya çalışıyorlar. Geçtiğimiz haftalarda iki ülke liderinin sınırda buluşup el sıkışması dünya gündeminde büyük yankı yarattı ve bu hareket birleşme sürecinin ilk adımı olarak yorumlandı.
Kuzey Kore’ye Seyahatte İki Yol
Türkiye’den Kuzey Kore’ye gidebilmek için iki alternatif var: Rusya veya Çin aktarmalı uçaklar. Bir grup fotoğrafçı arkadaşla 9 Nisan 2018’de Pekin’e THY ile direkt uçtuk. 9 saat uçuş, 5 saat ileri zaman ayarıyla akşam Pekin’deydik. İki gün sonra Koryo Airlines’e ait bakımlı bir Rus uçağı ile oradan Kuzey Kore’nin başkenti Pyongyang’a uçtuk. Uçağın ekranlarında sürekli Kızıl Ordu Korosu’nun marşları çalıyordu. Çin ve Güney Kore ile yarım saatlik bir saat farkı var ama bunu kaldıracaklarını da açıkladılar. Uçaktan indiğimizde telefonlarımız çalışmadığı için bir mesaj da almadık. Bir hafta boyunca sosyal medya kapalıydı bize. Büyükçe bir Pekin Havalimanı’ndan sonra geldiğimiz Pyongyang Havalimanı küçük ama yeni ve bakımlıydı. Hızla küreselleşen dünyanın son değişmeyen ve en kapalı ülkesine seyahatimiz bu duygularla başlamıştı.
Kore Değişmeden…
Havalimanında pasaport girişi kolaydı ama bavullarımız özel aramaya tabi tutuldu. Özellikle kitap ve dergileri inceliyordu görevliler. 2011’de ülkeye telefon dahi sokmak yasaktı. Şimdi ülkede akıllı telefonlar var ve kendi aplikasyonları çalışıyor. Evlerdeki televizyonlar kendi üretimleri, sadece Kore kanalları yayında. Kuzey Kore seyahatimizi, bu ülkenin tek resmi Türk seyahat acentesi Tulga Ozan arkadaşımız organize etti. Kendisi aynı zamanda bu ülkenin fahri konsolosu sıfatını taşıyor. Sahibi olduğu butik turizm firmasının adı da bu destinasyona uygun: Dünya Değişmeden. Biz de yeni yeni dünyaya açılan bu ülkeye henüz değişmeden tanıklık için buradayız ve de çok heyecanlıyız. Havalimanında iki kadın rehber ile şoför ve turizm şirketinin müdürü karşıladı bizi...
Yemek Ziyafeti Sonrası Müzik Ziyafeti
Başkente 40 dakika süren yolculuğumuz boyunca ülkedeki tarımın gelişmişliği dikkat çekiciydi. Akşam yemeği için başkentte girdiğimiz restoran sadece turistlere hizmet veren, İtalyan pizza restoranları taklidi bir mekandı. Yemekler bol kepçeydi. Başkentte her yerde olduğu gibi yemek ziyafeti sonrası müzik ziyafeti yaşadık. Kuzey Kore’de restoranlarda çalışanlar aynı zamanda sanatçı. Kalan zamanlarında sahnelere çıkıyorlar.
Turistler İçin Sekiz Büyük Otel Var
Kaldığımız otel 46 katlı Yanggakdo. Propaganda afişi çalarken yakalanan ve on beş yıl iş hapsine çarptırılan, on altı ay gözaltında tutulduktan sonra konuşamaz halde ülkesine gönderilen ABD’li öğrenci Otto Warmbier’in kaldığı otel bu. Otelde gece dışarı çıkmak yasaktı, sabah kahvaltıda buluştuk. Otelin içinde özgürsünüz. Tur süresince rehberden on metre dahi uzaklaşmak mümkün değil. Rehberin biri önde bize bilgi verirken, diğeri arkadan grubu toplayarak ilerliyor. Benim tercihim arkada kalıp son toplanan olmak oldu hep. Tam altı kez kaçak gittiğim yerlerde yakalandım, cevabım hep aynıydı: “tuvalet arıyorum”. Rehberler (bence hem rehber hem resmi memurdular) ve araç şoförü bizimle aynı otelde kaldılar. Sabahları otobüslere bindirilerek onların göstermek istedikleri yerlere gittik. Fotoğraf çekilecek yerler için tur atabildik. Rehberlerimiz askeri yerlerin ve inşaat işçilerinin fotoğraflarını çekmememiz konusunda uyardı hep. Götürüldüğümüz alışveriş merkezinde bile fotoğraf çekmemize izin verilmedi. Bu yasaklar eskinin yumuşamış hali. Grupta kaçak fotoğraflarımız da zaman zaman silmek zorunda kaldık.
1990’lı Yılların Küba’sı Gibi
1990’lı yıllardaki Küba gibiydi Kuzey Kore ama her yer çok temiz, yerde tek bir izmarite rastlamanız mümkün değil. Yerel halkla temasımız zordu, bizden biraz uzak duruyor, bizimle konuşmuyor, zor fotoğraf veriyorlardı. Kot pantolon giyeni de görmedim ama perişan, bakımsız bir halleri de yoktu. Hakim renkler siyah, gri ve askeri yeşil. Eski hakim yaka tek tip elbiseler hala revaçta fakat gençler spor giyinmeye başlamış. Hemen herkesin yakasında Lider Kim İl Sung ya da oğullarıyla beraber çekildikleri fotoğraf bulunan rozetler takılı. Rozet taşıyanların bir statüye sahip olduklarını öğrendik.
7 Yıldızlı Otel Geliyor
Pyongyang’ın en yüksek binası, 106 katlı piramit şeklindeki bir otel. 7 yıldızlı olacakmış, henüz açılmamış. Ülkenin dışa açılmasının simgesi gibi yükseliyor. 1990’larda Sovyetler’in dağılmasıyla yaşanan ekonomik krizde yapımına ara verilmiş, şimdi açmak istiyorlar. Bütün oteller 15 Nisan günü Lider Kim İl- Sung için yapılacak büyük bayram ve JUCHE takvimine göre yılbaşı kutlamaları için yurtdışından gelen delegasyonla doluydu. Restoranlarda en çok yerel biralar içiliyor. “Sucu” denilen 30 derece alkollü, yerel pirinç rakıları var bir de… Her gün bir başka turist lokantasına götürüldük. Yemekte bile kapı önüne çıkmanın kısıtlı olduğunu hissettik. Kim Jong-Un liderliğindeki Kuzey Kore temkinli bir şekilde dış dünyaya açılıyor. Marketlerde pahalı olmalarına rağmen yabancı ürünler bulabilirsiniz. Ülkeye turist çekmek için yatırım yapıldığını gözleyebiliyorsunuz.
Tur Noktaları Ve Çocuk Sarayları
Gelen turist gruplarını Kim İl-Sung’un yaşadığı Güneş Sarayı’ndaki mozolesine, Savaş Müzesi’ne, halk kütüphanesine, tatillerde çıktıkları Moran Tepesi’ne, Mansudae ve Moranbong parklarına, Kim İl-Sung Meydanı’na, bazı ilkokul, ortaokul ve liselere, Panmunjom Köyü’ndeki Kuzey -
Güney sınırında DMZ bulunan gözetleme kulelerine götürüyorlar. Ülkede eğitime verilen önem büyük. Başkent ve taşrada bütün okullar diğer binalardan daha bakımlı. Eğitim beş – altı yaşında başlıyor, on yedi yaşına kadar zorunlu. Askere gitmezsen üniversite beş yıl! Pyongyang’da olmak üzere ülkenin bütün şehirlerine “çocuk sarayları” kurulmuş. Öğrenciler eğitimden sonra bu saraylara geliyor; gitar, bale, dans, tiyatro, akordeon, resim ve geleneksel sanatlardan birini öğreniyor. Tesislerde turistleri çocuk rehberler gezdiriyor.
Dünyanın En Derin Metrosu
Evlilik kurumuna çok önem veriliyor, eşcinsel ilişkiler tamamen yasak ve suç. Yollarda sarmaş dolaş çiftlere rastlamadık, tek tük el ele dolaşanlar gördük. Dünyanın en derin metrosu 110 metreyle Pyongyang’da. Nükleer saldırılar için sığınak görevini de görüyor bu metro tünelleri. Yine dünyanın en büyük stadyumu bu şehirde. 150 bin seyirci, 120 bin gösterici kapasitesi ile Guiness Rekorlar Kitabı’na girmiş. Ülke dev bir askeri garnizonu hatırlatıyor. Halk zaman zaman yollarda, parklarda mıntıka temizliği yapıyor. İmece usulü görünümlü gündelik hayat devam ediyor. Kuzey Kore’de saç modelleri devlet tarafından erkekler için 10, kadınlar için 18 model olarak belirlenmiş fakat bu uygulama da esnemeye başlamış. Başkan Kim Song Un’un saç modelini kestirmek yasak. Kuzey Kore (DPRK) Demokratik Halk Cumhuriyeti halkı devlet tarafından “Songbun” adlı bir sistemle üçü ana sınıf, elli bir kategoriye ayrılıyor. Her vatandaşın gizli dosyasının tutulduğu bildiriliyor. Öğretmen ve bilim insanlarına özel önem veriliyor. En iyi evler bu kesime veriliyor, bilim insanları ödüllendiriliyor. Kuzey Kore’de özel mülkiyet kavramı yok. Evinizi size devlet, yaptığınız işe, eğitiminize ve çocuk sayınıza göre dağıtıyor. Evi miras olarak çocuğunuza bırakamıyorsunuz. Çocuğunuz büyüyünce aynı şartlar onun için de geçerli oluyor. Marksizm’in eksikliklerini tamamlamak üzere yola çıkan JUCHE İdeolojisi, Kim İl-Sung tarafından, politik bağımsızlık, ekonomik yeterlilik, savunmada güvenlik ilkeleri üzerinde inşa edilmiş. İşçilerin sembolü çekiç ve köylülerin sembolü orak, ortasına bilim insanlarını temsilen kalem ve fırça gelerek bu ideolojiyi simgeliyor.
Karaoke Salonları Yaygın
Kuzey Kore insanlarının eğlendikleri yerler bowling salonları. Bu salonlarda elektronik tüfekle atış, bilardo gibi başka oyunlar da var. Okullarda masa tenisi revaçta ve hemen herkes bir müzik aleti çalıyor. Otellerde ve her yerde karaoke barlar var. Kaldığımız otelin altında sadece turistler için bir kumarhane vardı. Ülkenin para birimi WON. Turistik yerlerde 1 dolar 100 won, halk arasında 8 bin won. Turistik lokantalarda ve mağazalarda Dolar ve Euro geçerli. Ülkede Won harcamanız yasak, döviz kullanmak zorundasınız. Son akşam yemeğini Pyongyang şehrini ikiye bölen Taedong Nehri’nde bir restoran vapurda yedik. 15 Nisan kutlamaları, Kim İl Sung anısına havai fişek gösterileri ile devam etti.
Bizim için Kore’nin önemi, 1950 yılında Birleşmiş Milletler tarafından, savaşa dahil edilmemizdir. Türkiye’den 5 bin 90 asker BM saflarında 15 ülkeyle beraber savaşa katılmış ve 741 askerimiz şehit olmuştur. Şu an 28 bin 500 Amerikan askeri hala Güney Kore’de bulunmakta ve yapılan antlaşmaya göre savaş halinde Güney Kore’nin Genelkurmay Başkanı ABD’dir.
Son günlerde her iki tarafın barış için hayata geçirdikleri görüşmeler, bütün dünya tarafından ilgiyle izlenmektedir.