Sanatsal Fotoğraf Nasıl Olur?
Sanat; bir duygunun, tasarımın, güzelliğin dışavurumunda kullanılan yöntemlerin tümüdür. Resim, heykel, fotoğraf, grafik, dans, edebiyat, müzik hepsi sanat dallarıdır. Peki sanatsal fotoğraf nasıl olur, hangi özelliklere sahip olmalıdır?
Yazı: Yüksel ALTUN
Sanat, yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesidir; duygu ve düşüncenin en güzel ve estetik haliyle görsel ve işitsel bir maddede vücut bulmasıdır. Evrensellik, güzellik, yaratıcılık, etkileyicilik özelliklerini taşır ve insanda hayranlık uyandırır. Herkeste farklı izler bırakır, yorumlara açıktır. Sanat yepyeni bir yapı kurma, oluşturma, meydana getirme durumudur.
Estetik ise ‘güzel’ kavramını inceleyen bir felsefe dalıdır. Doğal güzellik ve sanatsal güzellik, estetiğin konusudur. Estetik, sanat-doğa ayrımı yapmadan bütün alanlardaki ‘güzel’ ile ilgilenirken, sanat felsefesi sadece sanattaki güzel ile ilgilenir.
Fotoğraf ve Sanat İlişkisi Nedir?
Her fotoğraf aynı zamanda bir resimdir. Bu açıdan bakıldığında, fotoğraf sanatı sanat tarihinin dışında kalamaz. Fotoğraf, görsel olarak resim sanatı ile aynı terminolojiyi paylaşır. Fotoğrafın 1800'lü yıllarda icat edilmesinden sonra resim sanatı da etkilenmiş, değişmiş ve özgürleşmiştir.
Fotoğrafçı, elindeki kamera aracılığıyla sadece görüntüyü kaydetmekle kalmaz, aynı zamanda kendi bakış açısı, yaratıcılığı ve ifade biçimiyle bir sanat eseri ortaya çıkarır. Bu bağlamda fotoğrafçı, fotoğraf sanatçısı olarak da nitelendirilebilir ve ortaya koyduğu eserler, bir sanat eseri olarak değerlendirilebilir.
Fotoğraf, 1850’li yıllardan itibaren bir sanat ifade aracı olarak kullanılmaya başladı. Zamanın ünlü ressamları, fotoğrafın keşfi ile portre, manzara ve sanat eserlerinin yorumunu, fotoğrafla yapmaya yöneldiler. Resimdeki ifade biçimleri (ışık ve kompozisyon) fotoğrafı etkileyerek, fotoğraf sanat akımlarının oluşmasını sağladı.
İngiliz fotoğrafçılar (1850-70) dönemin tablolarından esinlenerek, stüdyo ortamında yaptıkları çalışmalarla, fotoğrafta sanatsal yaklaşımın ilk eserlerini vermiştir.
High-art fotoğrafçıları, genel olarak fotoğrafta bütünlüğe ve netliğe önem vermiş, aynı zamanda ressam olduklarından konularını eskizlerle çalışmıştır. Bu akımın öncülerinden J. M. Cameron ilk kadın portre fotoğrafçılarındandır. Yumuşak ve etkileyici ışıkla sardığı modellerinin kişiliğini yansıtan portreler çekmiştir.
Sanat tarihi boyunca resimdeki akımlar, fotoğraf sanatını da etkilemiştir. Resim sanatındaki izlenimcilik (empresyonizm) akımından etkilenen, resimsel (pitoresk) üslupla alınmış fotoğraf kompozisyonlarında; armoni, denge, çizgi ve tona özen gösterilmiştir. Fotoğraflarda ton kontrolleri, soft kalitesi ve ışık oyunlarıyla elde edilen dramatik portreler bu akımın bir özelliğidir.
Romantizm, 1800 ve 1850 yılları arasında Avrupa'da edebiyatı, müziği, felsefeyi ve sanatı etkileyen entelektüel bir akımdı. Fotoğraf sanatında romantizmin etkisi, 19. yüzyılın sonunda profesyonel fotoğrafçıların stüdyolarında kendilerinin hazırladıkları dekorların önlerinde pozlandırdıkları fotoğraflarda görülmeye başlar. Fotoğrafçılar, kişilerin duygusallıklarını ön plana alarak izleyene dramatik ve romantik etki veren fotoğraflar elde ermek amacıyla, pozlandırma sırasında yumuşak ışık kullanmışlardı. Baskı sırasında da yumuşak etki veren yöntemleri kullanarak istedikleri romantik etkiyi elde etmişlerdi.
Romantizm, üslup olarak Fotosecessionist akımına yaklaşmaktadır. Ruhsal çözümlemeler, coşku ve büyülü etkiler, romantik efektler, resimsel ve dramatik yaklaşımlar, soft çalışmalar, dergilerde yayınlanan moda yorumları bu akımın temel yaklaşımlarıdır.
Photo-Secession, 20. yüzyılın başında fotoğrafı bir sanat dalı olarak kabul ettirebilmek için büyük çaba sarf eden Amerikalı fotoğrafçı Alfred Stieglitz öncülüğünde kurulan bir fotoğrafçı grubu. Grubun bulunduğu pek çok faaliyet arasında; Stieglitz önderliğinde, üç ayda bir yayınlanan ve önemli bir fotoğraf dergisi olan “Camera Work” ve aynı zamanda gruptaki sanatçıların eserlerini sergileyebilecekleri “Küçük Galeri – 291” yer alıyor.
Resimsel ifadenin ardından, 1917 yılında fotoğraf sanatında “yalın fotoğraf” anlayışı filizlenmişti. Dönemin fotoğrafçıları, high-art’ın kurgusallığından, piktorializm’in resimselliğinden uzaklaşarak ne çekim aşamasında ne de baskı aşamasında hiçbir müdahale etmeden, eldeki malzemenin en iyi şekilde kullanılmasıyla ton zenginliği ve görüntü keskinliği elde etmişlerdi.
Amerikalı fotoğrafçılar 1934 yılında bir araya gelerek, F-64 grubuyla Amerika’da yeni realizm örnekleri verdiler. Grup F64; olabildiğince tonlarda zenginlik, alan derinliğinin fazlalığı, kusursuz baskı kalitesi için çalışmıştı. Ansel Adams’ın geliştirdiği “zone sistem” önceden görebilme felsefesine dayanır ki bu sistem sayesinde mükemmel baskılar yapılmıştır.
Zone sistem olarak bilinen bu yöntem, objenin ya da doğanın kontrastlık derecesine göre filmin seçimi, pozlandırılması, geliştirilmesi, fotoğraf kağıdının seçimi ve geliştirilmesinin bilimsel olarak uygulanmasıdır.
Kübizm, 1908 yılında açılan sonbahar sergisinde Matisse’nin alaylı bir şekilde kullandığı “kübist” ifadesinden kaynaklanmıştır. Kübik çizimler nedeniyle kullandığı bu deyiş, önceleri alaylı ve olumsuz anlamda kullanıldıysa da zamanla bu akım için genel bir kavram niteliğine sahip oldu. Fotoğraf sanatçıları da Kübizm’den etkilenmişlerdi. Rahatça gözleyip, çalışabilecek konuları seçerek şekil ve desene önem vermişlerdi. Bu alanda Alvin Langdon Coburn, Maurice Tabard çalışmalar yapmıştı.
Resimdeki Fütürizm – Dinamizm akımına yaklaşmak için özellikle foto dinamizmi oluşturmak amacıyla uzun poz süreleri kullanılmış, hareketli konular seçilmiş, kamera hareket ettirilmiş, çoklu pozlama yapılmış, stereoskopik lambalar ve elektronik flaşlar kullanılmıştır.
Birinci Dünya Savaşı sırasında ilk kez İsviçre’de başlayan Dadaizm akımı, savaş psikolojisinde olan sanatçının tavrıdır. Bu tavır, doğal olarak “yıkıcı”dır. Dadaist düşüncede sanat kavramları, sanatçının bu kavramlardaki rolü sorgulanmıştır.
Sürrealizmin temel bakış açısı “Fotoğrafik objelerin özde ruhsal bir etkinlik olduğu” tezine dayanır. Sürrealist sanatçılar optik yardımıyla görüntüye müdahale ettikleri gibi, karanlık oda teknikleriyle çok başarılı yorumlara varmışlardır. Montaj çok kullanılan bir teknik olarak bilinir. Sürrealist üslup sanatçıları ayrıca “an” fotoğrafları türünü de başarıyla uygulamışlardır.
Sembolizmde semboller, kişiye birtakım çağrışımlar yapar. Siyah rengin karamsarlığı, beyaz rengin saflığı, taşıt araçlarının ve yiyecek maddelerinin tüketici kitlesini sembolleştirmesi gibi… Semboller sadece dışa vurumcu-sembolist fotoğrafçılarca değil, belgesel fotoğrafçılarca da kullanıldı.
Türk Fotoğrafında Sanatsal Yaklaşımlar
Türk fotoğrafında yenilikçi çalışmalarıyla Şahin Kaygun, fotoğraf “çekmediğini”, fotoğraf “yaptığını” belirtmiştir. Ona göre fotoğraf; makinanın sunduğu hazır görüntüyü kişisel bir vizyona dönüştürecek olanakların araştırıldığı bir alandır. Sanatın genelinde olan müdahale ya da değiştiricilik, Kaygun’un fotoğraflarında iyice yansımasını bulmuştur.
Foto-pentürleri, bütünüyle fotoğraf teknikleri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Kullanılan görsel öğelerin büyük bir bölümü, insan gövdeleri, oyuncak bebekler, deniz kabukları, heykeller vs. hep fotoğrafik görünümlerdedir. Foto-pentür çalışmalarıyla Kaygun, kendi platformunda gerçeküstücü bir yaklaşımla duygu ve düşünce dünyasını yeniden düzenlemek çabasındadır.
Sanatsal Çekimler Yapmak
Sanat tarihi boyunca, resim ve fotoğraf sanatının etkileşimi devam etmiştir. Günümüzde de bu akımlardan esinlenen sanatçılar eserler ortaya çıkarmaktadır. Siz de bu tarz çekimler yapmak istiyorsanız, öncelikle sanata bakış ve estetik yönünüzü geliştirmeli, daha sonra yaratıcı farklı görüntüler yakalamanın yeni yollarını keşfetmelisiniz. Bu bölümde, ışık, renk, estetik ve çekim teknikleriyle yapılabilecek bazı sanatsal fotoğraf tarzlarından bahsedeceğiz.
- Natürmort (Still Life)
Aynı adı taşıyan resim tarzı gibi, natürmort fotoğrafçılığı da cansız nesnelerin belirli bir kompozisyonda düzenlenmiş fotoğraflarını kapsar.
- Minimalizm
1930’lu yıllar, Alman Mimar – Tasarımcı Ludwig Mies van der Rohe’nin “Az olan çoktur” (Less is more) yaklaşımını yansıtır. Bu yaklaşımı benimseyen sanatçılar; görsel sanatlarda da uygulamaya başlar. Minimalizmde sadelik, nesnellik, işlevsellik ve nesnenin kendisi önemlidir. Anlatılmak istenen, az sayıda öğe ile öne çıkarılır.
- Çoklu Pozlama / Sandviç Tekniği
Analog zamanında da uygulanan bu teknik, birden fazla görüntünün istiflenmesinden oluşur. Yaratıcılığınızı öne çıkararak, çok farklı çalışmalar ortaya çıkarabilirsiniz.
- Sürrealizm
Bu akım tanınabilir görüntüleri benzersiz, rüya gibi şekillerde resmeder. Mevcut fotoğraflardan kompozit görüntüler oluşturmakla ilgileniyorsanız bu tarz tam size göre.
- Siyah Beyaz Fotoğraf
Gözümüz renkli gördüğü için, siyah beyaz fotoğraflar bize farklı görünür. Siyah beyaz ile ton, doku ve ışık hakkında yeni şeyler düşünebiliriz. Aslında rengi kaldırdığınızda, bir görüntünün vurgusu doğal olarak diğer kompozisyon öğelerine kayar. Fotoğrafçılar için bu özgürlük hissidir. Artık renk düşünmeden, fotoğrafçılığın temel yönlerine odaklanabilirsiniz: Ton ve ışık.
- Soyut Fotoğraf
Soyut görüntüler tamamen bakış açısıyla, hikâyenizi bir konudan ziyade, estetik ve kompozisyon unsurları aracılığıyla anlatmakla ilgilidir. Dünyayı fotoğrafını çekeceğiniz tek tek konular olarak değil; çizgiler, şekiller, renkler, dokular, gölgeler ve vurgular olarak görün.
- Photoshop Filtreleri
Photoshop filtreleriyle fotoğraflarınızı yalnızca birkaç tıklamayla elle boyanmış gibi dijital tablolara dönüştürebilirsiniz. Bu filtreleri belli bir planda üst üste uygulayarak sanatsal deneysel çalışmalar elde edebilirsiniz.
- Yapay Zekâ
Steven Thaler’in “Cennete Son Giriş” eserinde telif hakkının kimde olduğu tartışılmaktadır. Çünkü eser, Creativity Machine algoritması ile yapmıştır. Günümüzde sanatsal fotoğraf çalışmalarında AI – Yapay zekâ da kullanılmaya başlamıştır.
Etiketler: sanat, eğitimler, fotoğraf eğitim